Mısır Üzerine

misiruzerine

Hâlbuki ne kadar onurlu başlamıştır Mısır’da her şey. Mısır’da, Arap Baharı ismiyle tabir edilen süreçte belki de en kazançlı çıkan ülkelerden birisiydi . Ta ki 03.07.2013 tarihine kadar. Büyüklerimden dinlerdim. Küçükken radyoda Harbiye Marşı’nı duyunca içimiz heyecanla  karışık bir sevinçle dolar, “darbe oluyor galiba” derlermiş. Öyle ya, bayram değil seyran değil eniştem beni  niye öptü. Milli bayramlar haricinde durup dururken radyo niye harbiye marşı çalsın. Şu andan geriye dönüp geçmiş yıllara bakınca, “sık sık darbe olurdu” demek pek de yanlış olmuyor. Eskiden darbeleri sevinçle ve otomatik bir kabulle karşılamış geçmiş nesil! Daha sonra, çok sonra öğrendik ki, yok üniversite talebelerini tavuk yemi yapıyorlarmış, yok Et Balık Kurumunda bekleyen 100 kadar üniversiteli gencin cesedini  kendi gözleriyle görenler olmuş et yapmışlar. 🙂 Yok efendim askeri okul öğrencilerini trenle Ankara’dan Konya’ya nakledileceklermiş de yolda tren havaya uçurulup hepsi imha edileceklermiş,  Dışişleri Bakanı Artvin’i Ruslara satmış, Maliye Bakanı her ihaleden %10 komisyon alırmış da hatta onun için uluslararası camiada onun adı Bay yüzdeonmuş ve daha ne balonlar, ne balonlar. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi herşey? Çok çok sonra öğrendik ki bunlar hep psikolojik harbin cilveleriymiş, “our boys did it” falan bütün bunların arkasında kimlerin olduğunu, işin vatanı milleti kurtarmakla falan  alakası olmadığını çok sonraları öğrendik.

Adanın Kuzeyinden Kıbrıs Sorunu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

adaninkuzeyi

KKTC’ye Genel Bakış

Çok öncesine gitmeden; Osmanlı-Rus İmparatorluğu arasında gerçekleşen 93 Harbi sonucunda, İngiltere desteğini sağlamak ve olası bir Rus tehlikesinin önüne geçmek için, ada; 500.000 Amerikan doları karşılığında İngiltere’ye kiralanıyor[1]. İngiltere hâkimiyetinden sonra 1960 yılında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasıyla başlıyor aslında her şey… Devlet yönetiminde Rum ve Türk yöneticilerin bulunduğu ve iki toplumun eşit şekilde temsil edildiği Kıbrıs Cumhuriyeti, mevcut yapıyı 1963 yılına kadar korumayı başarıyor, fakat Türk Başkan Yardımcısına verilen veto hakkının kaldırılmasından sonra iki toplum arasında gerilim artıyor. Makarios’un uzlaşmacı bir çözüme ulaşmadaki isteksizliği, ABD Başkanı Kennedy’nin de önerilerini bile göz ardı ederek Türk tarafına karşı uyguladığı politikalar olayların nerelere geleceğini açıklar gibidir aslında.

Eski Bir Yazı “İslamiyet ve Sosyalizm”

Arşivi karıştırıken karşıma gelen, 2 sene önce yazdığım bu yazıyı yayınlamaya karar verdim 🙂

Bugun bir arkadaşımla bu konuyu tartıştım. “İslamiyet ve Sosyalizm” konusu. Bunu yazmak istedim açıkçası. Belki toyum, belki çaylağım, gidip bir siyasi partiye üye olarak siyaset yapmıyorum. Yapmamda. Yapamamda. Ben insanları satamam… Ben yaradanı severdim yaradandan ötürü. Ayrımcılık yapılmasına karşıyım. Kafatas milliyetçiliğine karşıyım. “Pis Arap” benzetmesine karşıyım.(ki buda maksatlıdır) “Arkamızdan vurdular” sözüne karşıyım. Neden mi güzel kardeşlerim? Çünkü bize Arap’lar ihanet etmemiştir. Bazı kandırılan “Arap Şeyhleri” ihanet etmiştir. Sözde Cumhuriyet savunucularına karşıyım? Vahdettin Han’a ihanet içinde diyen sözde Cumhuriyet savunucularına en büyük tokadı eski başbakanlarımızdan Merhum Bülent Ecevit vermiştir. “Vahdettin vatan haini değil” demiştir. Aksine Atatürk’ü onun görevlendirdiği bile söylentiler (bana göre gerçek odur) vardır. Ki nitekim İlk TBMM kararlarında Padişahı ve Hilafeti korumak, kurtarmak maddesi asıl ve ilk görev maddesidir. Atatürk, Vahdettin Han‘ın verdiği yolluk ve zamanın en büyük yetkisini alarak Anadolu’ya gitmiştir. Bunlar, bana göre sistematik bir şekilde insanlara enjekte edilen bir takım görüşlerdir. Atatürk’ün bir gezisinde ölüm haberini aldındığında Vahdettin Han’ı anlatmıştır ve ona şükranlarımızı sunmamızı, bir vatanperver olduğunu söylemiştir. Bunu araştırınız lütfen. Ayrıca bir vatan haini neden sefalet içinde ölmüştür? Neden saraydan giterken tek kuruş almamıştır? Kabri Nerdedir? Araştırınız…

Arama
RSS
Beni yukari isinla