Geçtiğimiz Yıl Bilişim Hukuku?

bilisimhukuku

Dünyada, 2013 yılı daha çok mahremiyet ihlalleri ile geçti denilebilir. Diğer bir önemli konu ise, telif haklarıydı.

İnternette bilgi özgürlüğü ile serbest erişimi savunan ve sansürün kaldırılmasına yönelik eylemleriyle tanınan Aaron Swarzt intihar etti. Hakkında 13 ayrı dava açılan Swartz’ın intiharına giden süreçte, ABD’de telif hakları, yargı süreci ve sanal korsanlık yoğun olarak tartışıldı.

Afrika’dan Kısa Bir Anı – Tunus

turkiyetunus

Geçtiğimiz aylarda yapmış olduğum “Barış Gemisi” ile Afrika’yı da kapsayan bu gezide çok fazla not aldım. Ancak bunları blog olarak yazmak istemedim, kendime saklama kararı almıştım. Ancak bugün mail adresime düşen bir mail tüm bu fikrimi değiştirmeme sebep oldu ve küçük bir anekdotu yazmak istedim.

Mısır Üzerine

misiruzerine

Hâlbuki ne kadar onurlu başlamıştır Mısır’da her şey. Mısır’da, Arap Baharı ismiyle tabir edilen süreçte belki de en kazançlı çıkan ülkelerden birisiydi . Ta ki 03.07.2013 tarihine kadar. Büyüklerimden dinlerdim. Küçükken radyoda Harbiye Marşı’nı duyunca içimiz heyecanla  karışık bir sevinçle dolar, “darbe oluyor galiba” derlermiş. Öyle ya, bayram değil seyran değil eniştem beni  niye öptü. Milli bayramlar haricinde durup dururken radyo niye harbiye marşı çalsın. Şu andan geriye dönüp geçmiş yıllara bakınca, “sık sık darbe olurdu” demek pek de yanlış olmuyor. Eskiden darbeleri sevinçle ve otomatik bir kabulle karşılamış geçmiş nesil! Daha sonra, çok sonra öğrendik ki, yok üniversite talebelerini tavuk yemi yapıyorlarmış, yok Et Balık Kurumunda bekleyen 100 kadar üniversiteli gencin cesedini  kendi gözleriyle görenler olmuş et yapmışlar. 🙂 Yok efendim askeri okul öğrencilerini trenle Ankara’dan Konya’ya nakledileceklermiş de yolda tren havaya uçurulup hepsi imha edileceklermiş,  Dışişleri Bakanı Artvin’i Ruslara satmış, Maliye Bakanı her ihaleden %10 komisyon alırmış da hatta onun için uluslararası camiada onun adı Bay yüzdeonmuş ve daha ne balonlar, ne balonlar. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi herşey? Çok çok sonra öğrendik ki bunlar hep psikolojik harbin cilveleriymiş, “our boys did it” falan bütün bunların arkasında kimlerin olduğunu, işin vatanı milleti kurtarmakla falan  alakası olmadığını çok sonraları öğrendik.

Adanın Kuzeyinden Kıbrıs Sorunu

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti

adaninkuzeyi

KKTC’ye Genel Bakış

Çok öncesine gitmeden; Osmanlı-Rus İmparatorluğu arasında gerçekleşen 93 Harbi sonucunda, İngiltere desteğini sağlamak ve olası bir Rus tehlikesinin önüne geçmek için, ada; 500.000 Amerikan doları karşılığında İngiltere’ye kiralanıyor[1]. İngiltere hâkimiyetinden sonra 1960 yılında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasıyla başlıyor aslında her şey… Devlet yönetiminde Rum ve Türk yöneticilerin bulunduğu ve iki toplumun eşit şekilde temsil edildiği Kıbrıs Cumhuriyeti, mevcut yapıyı 1963 yılına kadar korumayı başarıyor, fakat Türk Başkan Yardımcısına verilen veto hakkının kaldırılmasından sonra iki toplum arasında gerilim artıyor. Makarios’un uzlaşmacı bir çözüme ulaşmadaki isteksizliği, ABD Başkanı Kennedy’nin de önerilerini bile göz ardı ederek Türk tarafına karşı uyguladığı politikalar olayların nerelere geleceğini açıklar gibidir aslında.

Sezai Karakoç ve Mona Roza Şiiri

sezaikarakoc

Hikaye Şöyledir;

Mona Roza Tek Gül anlamına gelir. Bir rivayete göre… Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır… Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz… Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´a arzeder… Fakat reddedilince çok üzülür. Okullar tatil olur ve Muazzez hanım Geyve´ de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç’ ta tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder. Ona şiirler yazar. Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek Muazzez Akkayam ismi ortaya çıkar. Gel zaman git zaman.. Okul biter ve mezuniyet töreni yapılır. Mezuniyet törenindeyse Sezai Karakoç Mona Roza şiirini okur. Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır. Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. Herkes bir daha okuması için ısrar eder. Ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri ard arda okur. Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. Sezai Karakoç senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir Muazzez Hanım bayılır. Ertesi gün ise Muazzez Hanım´ın intihar ettiği duyulur. Sezai Karakoç hala evlenmemiştir…..

Sadece bir Eğer…

EGER

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;

Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;

Twitter’dan Hakarete İlk Ceza

twitterdailkceza

İstanbul 18. Sulh Ceza Mahkemesi, Twitter’dan manken Nilay Dorsa’ya ”tehditte bulunduğu” gerekçesiyle bir sanığın 5 ay hapis ve ”hakaret ettiği” gerekçesiyle de bin 500 TL para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Verilen hükmün açıklanmasının 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bırakılması kararlaştırılan bu dava, Türkiye’de Twitter üzerinden yapılan tehdit ve hakaret suçlamalarına ilişkin hapis cezası verilen ilk dava olma özelliği taşıyor. Mahkeme, verilen hükmün açıklamasını 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bıraktı

Türkiye ve İngiltere Arasındaki Halikarnas Mozolesi Savaşı

Dünya’nın 7 harikasından birisi olan Mausolemu’nun Türkiye geri döndürülmesi için Avukat Kazmaz başkanlığında 30 avukat arkadaşla beraber çalışma içinde olduklarını okuduk geçenlerde. Olay şöyle gerçekleşiyor.  Bodrum Halikarnas Mozolesi, anıt mezarı önce depremde yıkılıyor. Daha sonrasında İngilizler tarafından yurt dışına çıkarılıyor ve şu anda British Museum’da sergileniyor. Biz bunları İngilizler’den istediğimizde Mustafa Reşit Paşa tarafından tuğra ile bize verildi deniliyor. Ama biz defalarca itirazımızı yapıyoruz ama cevap alamıyoruz. Ortada ne tuğra ne de izin var. Bu tarihi eserin tekrar kendi evine döndürülmesi için bir hukuki mücadeleyi başlatıyor bu ekip. Gerekli itirazları yapıp, ihtar çekiyorlar. Eğer cevap verilmezse Uluslararası Tarihi ve Kültür Koruma Sözleşmesi’ne binaen tahkime giceklerini söylüyorlar…

Hayalimin Ortasında(n)

NOT: Bu yazı anlık kişisel duyguları içermektedir. Sonra uyarmadı demeyin! 🙂

Uzun zaman geçti ki ben bile anlamaz oldum yazmayalı. Yağmur uyandırdı az önce beni. -Ciddi bak, sağanak var dışarıda – Yatmıştım halbuki ama kalkıp uzun süredir birşeyler yazma isteğimi açığa çıkardı yağmur. Yazmadan önce çıktım ıslandım baya -çöp atmaya çıktım çaktırmayın :)- O kadar güzel yağıyordu ki rahmet…

Yargıtay’dan Önemli Karar: Hackerların Çaldığı Parayı Banka Ödeyecek

Yargıtay 13′üncü Hukuk Dairesi, kimlik bilgilerini kontrol etmeden Seyit Yılmaz’ın GSM hattını iptal eden ve hesaptaki parayı hackerlar tarafından başka bir diğer hesaba aktaran banka aleyhine verilen kararı onadı.

Antalya’da ikamet eden Seyit Yılmaz’ın 2009 yılında hesabında bulunan para hackerlar tarafından internet şubesi şifreleri kıırlmış ve Yılmaz da olayın sorumlusu olarak gördüğü bankayı mahkemeye vermişti. Mahkemenin Yılmaz’ı haklı gördüğü davanın sonucu Yargıtay’da da değişmedi.

Arama
RSS
Beni yukari isinla