Özellikle bizim Türk insanının bir Avrupa hayranlığı bulunmaktadır. Hepimiz böyledir aslında. Eğitim konusunda Avrupa gerçekten Türkiye’nin önünden olduğu herkes tarafından kabul edilmekte ama bizim üniversitelerimizi de yabana atmamak gerekir. Buna örnek olarak Ortadoğu Teknik, Bilkent, Boğaziçi gibi kendini kanıtlamış üniversiteleri verebiliriz.
Avrupa’da eğitim gerçekten farkına varılabilirse insanın kendisine çok şey katabilir. Birçok kültürle tanışılıp, onların yaşam tarzları, kültürleri gibi bir çok konuda kendisini geliştirebilir. Tabi ki kültür tanımak, onlar gibi olmaktan geçmemekte, kendi kültürünü de yaşatıp onlara aktarmak daha iyi olacaktır ve daha doğru olandır.
Örnek olarak Avrupa’nın en iyi üniversitelerinden biri olarak gösterilen Avusturya’nın Viyana Üniversitesi ve Viyana Teknik Üniversitesi örnek verebiliriz. Viyana Üniversitesi gerek akademik hayat, gerek sosyal hayat bakımından bir çok konuda kendini kanıtlamıştır. Bünyesinden 9 tane Nobel ödüllü Profesör barındırmıştır. 2009 yılında yabancı öğrenciler için alınan yıllık okul harcı miktarının 740€ dan 1500€ gibi bir miktara çıkarılmasına – kendilerini hiç ilgilendirmemesine rağmen en büyük destek Avusturyalı ve Alman öğrenciler gelmiştir – büyük bir tepki olarak Viyana Üniversite’nin en büyük Amfisi “Audimax”ı işgal etmişler ve polis ya da okul buna müdahalede bulunmamıştır. Ve sonunda bu zam oranı geri çekilmiştir. Bu olaydan sonra daha önce Viyana Üniversitesi bünyesinde güvenlik görevlisi bulunmamakta, ama bu olaydan sonra bile sadece temsili bir güvenlik görevlisi konulmuştur. Buda örgütlenmeye bakışın ne kadar değişik bir biçimde olduğu anlaşılmaktadır. Tabi ki şehrinde kendine özgü güzellikleri bulunmakta, bir kültür&sanat şehri olan Viyana’da öğrenciler kendilerini bir çok alanda geliştirebilirler…
Özellikle Türk öğrenciler Viyana’ya geldiklerinde bir kültür şoku geçirmekteler. Bu doğal olarak birçok yük getirmektedir. Viyana, onlara monoton gelmekte, havası sürekli kapalı olduğundan bir sıkıntı içine düşmüş bulabiliyorlar kendilerini. Bunların en önemli yanı Avusturya’nın resmi dili olan “Almanca” ile olan sorunlarıdır. Almanca gerçekten zor bir dildir. Öğrenilmesi hiçte İngilizce gibi kolay değildir. 1 sene gibi bir hazırlık sonucundan öğrenilmesi imkansıza yakındır ama yapılabilitesi bulunmaktadır ve örnekleri mevcuttur. Ama Avrupa’ya gelen özellikle Almanya-Avusturya-İsviçre gibi ülkeler yerine dili İngilizce olan bir ülke seçilirse, işler gelecek öğrenciler için daha kolay olacaktır.
Kişisel Not: Eğer karar aşamasındaysanız, gerçekten özverili olacaksınız, gerçekten çalışacaksanız Avrupa’da eğitime sıcak bakın. Avrupa’da eğitimin en mantıklısı Yüksek Lisans’ı Avrupa Ülkelerinin birinden yapmaktır.
Onur Reha YILDIRIM
İstanbul / 06.02.2012 / 00.05
Not: PDF hali için TIKLAYINIZ.
Henüz yorum yapılmamış